ÖĞRENCİLERİN girmek için birbiriyle yarıştığı, en yüksek puanlı okullardan birisi, Galatasaray Lisesi. Şeref Defteri’nde ‘Gazi Mustafa Kemal’in imzası da bulunan, Türkiye’nin en köklü okulu bu yıl 150’nci yaşını kutluyor. 


İstanbul Beyoğlu’ndaki lise, 1 Eylül 1868’de Sultan Abdülaziz tarafından kurularak Mekteb-i Sultani ismiyle devletteki eğitimli eleman açığını kapamak amacıyla hizmete başladı. O günden bugüne, onlarca yıla eğitimle meydan okurken, ülkeyi şekillendiren birçok mezun verdi. Genelkurmay Başkanı Cevat Çobanlı; TBMM’nin ilk başkanı Abdurrahman Şeref; Galatasaray Spor Kulübü’nün kurucularından Ali Sami Yen; uzun yıllar Milliyet’in genel yayın yönetmenliğini yapan Abdi İpekçi; 2016’da Koca Dünya’yla Venedik Uluslararası Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan yönetmen Reha Erdem bu isimlerden sadece birkaçı. 


YIL BOYU ETKİNLİK OLACAK
150’nci yıl kutlamaları nedeni ile bugün saat 10.00’da Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’nda bir basın toplantısı düzenlenecek. Toplantıya mezunlardan Dursun Özbek, Hakkı Akil, Nur Ger, Erman Kunter ve Muharrem Yılmaz gibi isimler de katılacak. 

Bu ve önümüzdeki yıl, 150’nci yıl için çeşitli etkinlikler yapılacak. 1 Aralık’ta Anıtkabir ziyaret edilecek. 16 Aralık’ta Türk Telekom Stadyumu’nda açılacak müzede ‘Türk sporunun dünü bugünü yarınında Galatasaray’ konuşulacak. Açılış konuşmasını Galatasaray Başkanı Dursun Özbek yapacak. Galatasaray tarihiyle ilgili hazırlanan kitap, sergi, konferanslarla birlikte sportif ve kültürel etkinlikler de düzenlenecek. Okulu bir de mezunlarından dinledik...

GALATASARAY'DA YAPABİLECEĞİNİZ TEK ŞEY MÜSPET İLİMDİR

İnan Kıraç (Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı): Abdülaziz, yaptığı İngiltere ve Fransa seyahati sonucunda Fransız sisteminin Türkiye’ye gelmesini uygun gördü ve Galatasaray Sultanisi’ni kurdu. Galatasaray, Türkiye’de 150 yıl önce laik düzeni kuran bir yapıdır. Lisemize gelen ilk ve tek Fransız müdür, “Çocuklar her şeyde serbestsiniz, ancak Galatasaray’da yapabileceğiniz tek şey müspet ilimdir” diyor. Laik yapıyı başlatan bu ilk milli yapı, Türk insanını birbiriyle yakınlaştıran, birleştiren, en önemli eğitim girişimi. Galatasaray’ın bundan sonraki hedefi de Türk toplumunun birlik ve beraberliğini sürdürmesi ve bu yapının devam etmesidir. Abdülaziz’in bu kapıyı açmasının nedeni, Osmanlı’nın müspet bilimde geri kalmasıydı. O nedenle Galatasaray’a önemli bir rol düşmüştür. Atatürk, Galatasaray Lisesi’ni 3 kez ziyaret etmiş ve eğitim programının askeri liselerde de uygulanması talimatını vermiştir. Galatasaray 150 senedir müspet eğitimi uygulayan bir yapıdır, bundan sonra da bu yolda devam edecek.

ONUR DUYUYORUM

Rasim Öztekin (Oyuncu): Okul kocaman gelmişti. Kaybolurum diye, bir hafta sadece yatakhane ve sınıf arasında gittim, geldim. 112’nci dönem mezunları olarak hâlâ her ay yemek yiyoruz. Mail grubumuz var. Liseden sınıf arkadaşım dediğin zaman, aileden biri olarak görülür. Köklü mazisi olan bir okulda okuduğum, oradan çıkanların Türkiye’ye yararlı bireyler olduğunu gördüğüm için kendimi şanslı sayıyorum.

ÖZGÜVEN AŞILADI

Erman Kunter (Galatasaray Odeabank Basketbol Takımı Başantrenörü): 107’nci dönem mezunuyum. Yatılı okuduk. Oradaki arkadaşlarla büyüdük, hâlâ görüşüyoruz. Aynı dönem mezunu olmasa bile, ağabey-kardeş dediğimiz ilişki ağı önemli bir gelenek Galatasaray’da. Bizim yaşımızdakilerle gençler aynı sıcaklıkta bir arada olabiliyor. Lisenin en önemli katkısından biri özgüven aşılaması ve vizyon sağlaması.

BİREY OLMAYI ÖĞRETTİ

Tuna Kiremitçi (Yazar-Müzisyen): Galatasaray’da fikri hür-vicdanı hür-irfanı hür gençler olarak yetiştik. Müzik yapmayı, edebiyatı, kendimi özgürce ifade edebilmeyi orada öğrendim. Gerçek anlamda birey olmayı öğretti bize. Tabii bunda Beyoğlu’nda olmasının da etkisi var. 90’ların İstiklal Caddesi bir kültür-sanat merkeziydi. Müzik odası anahtarını yalvar yakar alır, sabahtan akşama gitar, piyano çalışırdım.